Yunanistan’ın insanlık suçu karnesi « Güncel ve Son Dakika Haberleri

22 Kasım 2024 - 04:29

Yunanistan’ın insanlık suçu karnesi

Yunanistan’ın insanlık suçu karnesi
Son Güncelleme :

24 Eylül 2022 - 16:47

221 Okunma

Norveçli sivil toplum kuruluşu bir göçmen raporu hazırladı ve Yunanistan’ı işkence ve cinsel istismar ile suçladı. 8,5 ayda 19 bin göçmenin ölüme itildiğinin belirtildiği raporda, AB de eleştirildi.

Yunanistan Sahil Güvenlik unsurları tarafından son aylarda tüm dünyanın gözü önünde insanlık dramı yaşanıyor.

Ege kıyısındaki Yunan adalarına sadece Türkiye’den değil, Libya, Mısır, Tunus gibi ülkelerden geçiş yapan düzensiz göçmenler, can salı ve lastik botlara bindirilerek Türk kara sularına geri itiliyor.


Ege, ölüm denizine döndü

Açık denizde ölüme terk edilen düzensiz göçmenler, özellikle son dönemde fırtınaya da yakalanıp, canlarını kaybedebiliyor.

Yunanistan’ın Ege kıyısındaki adalara Avrupa hayali ile sığınan değişik ülkelere ait göçmenler için Ege Denizi son aylarda ölüm denizine dönüşmüş durumda.

Dünya ise bu zulme sessiz kalmayı tercih ediyor.

Yunanistan’ın darbettiği göçmen yaşadıklarını anlattı VİDEO


Dayak yiyen göçmenler bitik vaziyette kurtarıldı

4 Ağustos 2022’de Bodrum Karaada açıklarında 3 düzensiz göçmen kurtarıldı.

Bitkin vaziyette lastik bot içinde Türk Sahil Güvenlik ekipleri tarafından kurtarılan 3 düzensiz göçmen, vücutlarında darp ve cebir izlerine rastlanması ve hareket kısıtlarının olması nedeniyle sağlık kontrollerinden geçirildi.


Değerli eşyalarını alıp, geri ittiler

Hastaneye sevk edilen göçmenlerden biri, Bodrum’dan yüzerek Yunanistan’a geçtiklerini, Yunan kıyılarına çıktıkları anda Yunan polisinin kendilerini yakaladığını, değerli eşyalarını aldığını, coplarla ve yumruklarla darbedildiklerini, ellerinin kelepçelenerek Yunan Sahil Güvenlik botuna bindirildiklerini, Türk kara sularına yaklaştıkları bir yerde ise can salına bindirildiklerini ve kelepçelerinin açıldığını söyledi.


8,5 ayda 19 bin 14 kişi geri itildi

Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı verilerine göre 2022 yılının 8,5 aylık döneminde Ege kıyılarına Yunanistan Sahil Güvenlik unsurları tarafından can salı ve lastik botlar içinde geri itilen düzensiz göçmen sayısı 16 bin 901.

Ocak 2022’de bin 213 kişi, şubatta 1.126, martta 95, nisanda 1.847, mayısta 2 bin 278, haziranda 2 bin 927, temmuzda 2 bin 973, ağustosta 3 bin 585 ve eylül ayının 20 günlük döneminde 2 bin 113 kişi olmak üzere toplam 19 bin 14 kişi Yunanistan güvenlik unsurları tarafından Türk kara sularına geri itildi.


32 ayda 40 bin kişi geri itildi

Ege’de düzensiz göçmenlerin takibini yapan ve yardımcı olan Norveçli sivil toplum kuruluşu Aegean Boat Report (Ege Tekne Raporu) tarafından yayımlanan istatistiki bilgilere göre 2022 yılının 8 aylık döneminde Yunanistan tarafından Türk kara sularına geri itilen düzensiz göçmen sayısındaki artışa dikkat çekildi.

Aegean Boat Report Raporu’nun istatistiklerine göre, Mart 2020’den bu yana 40 bin kişiden fazla düzensiz göçmen Yunan makamları tarafından Ege Denizi’ne geri itildi.


Göçmenlerin içine bindirildiği can salı firması Yunanistan’da

Raporda, 2020 yılından itibaren düzensiz göçmenlerin içine bindirilerek açık denizde geri itildiği malzemelerden can sallarının, Pire limanına yakın bir bölgede üretildiği, üretimin “Lalizas” isimli Yunanlı bir firmaya ait olduğu aktarıldı.

2020’den bu yana Ege Denizi’nde ele geçirilen yaklaşık 850 can salı ile ilgili Yunan Sahil Güvenliği’nin açıklama yapması beklenirken, göçmenlere can sallarının 20-55 bin lira aralığında satıldığı öğrenildi.


“Geri itilenler beyaz Hristiyan olsaydı”

Aynı raporda ölüme itilen göçmenlerle ilgili Avrupa’nın sessizliğine de tepki gösterildi.

Raporda, “Ölüme terk edilen binlerce düzensiz göçmen, beyaz Hristiyan olsaydı, o zaman uluslararası boyutta ses getirirdi. Bu durum tüm dünyada manşet olacaktı. Sorumlu ülke ağır yaptırımlara maruz kalır ve durmak zorunda kalırdı. Ama bu sandal ve sallardaki insanlar Avrupalı, çoğunlukla beyaz değil, farklı bir dini görüşe sahip oldukları için umursamıyoruz. Bu vahşet için Yunan hükümeti kınanmıyor, aslında tam tersi.” ifadelerine yer verildi.


AB’ye eleştiri

Norveçli sivil toplum kuruluşunun raporunda ayrıca “Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen, Yunanistan’ı ‘Avrupa’nın kalkanı’ olarak nitelendirerek onları cesaretlendirdi. AB fonları, sınırları kapalı tutmaları için Yunanistan’a akıyor ve Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Frontex, Yunanistan’da şimdiye kadar görevlendirilen en yüksek memur sayısına sahip olan ajans, mültecileri geri püskürtme konusunda Yunan makamlarını destekliyor.


“Hem eleştiriyor hem de ekipman sağlıyor”

Avrupa Komisyonu bir yandan Yunanistan’ı insan haklarını ve uluslararası yasaları ihlal ettiği için ‘eleştiriyor’ ve diğer yandan onlara yaptıklarını desteklemek için araç, para, personel ve ekipman sağlıyor. Bu yıl Türkiye ile Yunanistan arasındaki sularda sihirli bir şekilde beliren cankurtaran sallarının sayısında artış gördük. 2020’de 187 can salı sürüklenirken bulundu, 2021’de 290. 2022’de bugüne kadar 6 binden fazla erkek, kadın ve çocuğu taşıyan 370 can salı Türk Sahil Güvenlik tarafından alındı.” denildi.


İşkence ve cinsel istismar iddiası

Raporda, Yunan adalarına geçen düzensiz göçmenlerin hakarete, kadınların ise istismara uğradığı, paralarının ve değerli eşyalarının alındığı ileri sürülürken, şöyle denildi:

“Yunan adalarına ulaşanlar, geri gönderilmeden önce tüm eşyaları, çantaları, kağıtları, paraları ve telefonları yağmalanarak sığır gibi avlanıyor ve toplanıyor. Silah zoruyla, Ege Denizi’nde can sallarında sürüklenmeye bırakılıyor.

İnsanların dövüldüğü, işkence gördüğü ve tecavüze uğradığı sayısız vakayı belgeledik. Hem erkeklere hem de kadınlara yönelik cinsel istismar nadir değildir, çoğu zaman tüm grubun önünde çırılçıplak soyulurlar, bahane gizli nesneleri, parayı ve telefonları aramaktır.


“Tutuklanıyor, çırılçıplak soyuluyor, dövülüyor”

Yunan subaylar genellikle kadınlarla özellikle titiz bir iş çıkarırlar. Herkesin önünde soyunmaya, eğilmeye ve bacaklarını açmaya zorlanırlar, tüm boşluklar coşkuyla incelenir, genellikle küfürlü bir dil ve kahkahalar eşlik eder.

Aynı şeyin Evros’taki (Meriç Nehri) kara sınırında da yapıldığını gördük. Yunan tarafında insanlar Yunan özel kuvvetleri tarafından tutuklanıyor, çırılçıplak soyuluyor, dövülüyor ve nehirden Türkiye’ye geri gönderilmeye zorlanıyor.”